23 Mart 2012 Cuma

kendini bir yere ait hissetme kavramı bazılarımız için önemlidir, bazıları ise kendini evrensel olarak tanımlar... Bugün egede doğan bir genç olmama rağmen yunanistan ve bulgaristandan gelen köklerimin beni ne kadar ben yaptığını bir kez daha hissettim toplamda bir elin parmaklarını geçmeyen bulgaristan ziyaretlerim değildi beni bağlayan, beni bağlayan hikayelerdi... zihnimde canlanan bir memleketti, içinde yaşadığım değil... göç etmek zorunda kalan birçoklarının hikayeleri ile büyümüş olmak, sınırlar arasında, ne orada ne burada hissedenlerin torunu, çocuğu olmak tuhaf bir duygu... herkes bunlar üzerine kafa patlatıyor mudur bilmem ama balkan müziği içimde bir yaraya dokunuyor  hatta dokunmak da değilde içimdeki bir yarayı okşuyor gibi...iyi geliyor. ne tuhaf kendim yaşamasam da göç etmiş gibi hissediyorum... bu sebeple dünyanın herhangi bir yerinde hiç gitmediği memleketini özleyen gençleri anlayabiliyorum. Göç etmiş ya da ettirilmiş olmak,  yeni bir hayat kurmak, sıfırdan başlamak, çok çalışmak, hakkını istemek... bu kavramlar hep hikayelerden benliğime işliyor... Sonra bir bakıyorum bu hikayeler aslında beni ben yapıyor bir bakıma. Kendimi belkide henüz hiç görmediğim bir yerlerde yemyeşil bir köyde tertemiz bir havada balkan ezgileriyle dans ederken hayal edebiliyorum. O gitmediğim yerleri özlüyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder